Aşure Günü ve Faziletleri-(Muharrem Ayı 10.Günü)

Aşure Günü ve Faziletleri-(Muharrem Ayı 10.Günü)

--Reklam--

Aşure günü nedir? Yılın Hangi ayı Aşure günüdür? Hicri takvime göre Aşure günü ne zaman? Aşure günü ile ilgili Hadis-i Şerifler, Peygamber Efendimiz ile ilgili sözler, rivayetler nelerdir.  Aşure günü olduğu gün neler olmuş, yaşanmıştır? Kaynaklarıyla birlikte verilmiş Hadis-i Şerifler ile Aşure Günü ve Faziletleri…

--Reklam--

Hicrî takvimin ilk ayı olan Muharrem ayının 10.uncu gününe aşure günü adı verilir. Geçmiş bütün peygamberlerce farklı bir gün olarak kabûl edilmiş, birçok hayırlı hâdiseler ve hüzünlü bir hadise bu Muharrem ayının onuncu günü içinde vuku bulmuştur. Kaynaklarda geçtiğine göre ise bu güne bu ismin verilmesinin hikmeti, bir rivayette Arapçada 10 sayısı “aşr” olması sebebi – yani Muharrem ayının da onuncu gününe gelmesi, diğer bir görüşte ise o günde Cenâb-ı Hak on peygamberine on değişik ikram ve ihsanda bulunduğu içindir. Bu ikramlar şöyle belirtilmektedir:

1. Allah Hz. Musa’ya (Aleyhisselam) aşura gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.

2. Hz. Nuh (Aleyhisselam) gemisini Cûdi Dağı’nın üzerine aşure gününde demirlemiştir.

* Hz. Nuh, gemi sakinlerinin bereketli, sakin bir yere indirilmesi için dua etmişti, duası kabul edildi. Zira o, duası kabul edilenlerdendi. Nitekim Kuran-ı Kerim de Cenâb-ı Hak emir verdi: “Ey arz, suyunu yut! Ve ey gök, yağmuru tut!” (Hud, 11/44) Bu emir üzerine göğün gürlemesi, yerin fışkırması kesildi, gemi Cudi dağı üzerine oturdu.Meşhur müfessirlerimizden Elmalılı Hamdi Yazır’ın verdiği bilgiye göre “Cudi bir dağ olup Musul, el-Cezire, Şam veya Diyarbakır taraflarında olduğu söylenir.Birde Cudi adının bütün dağlara verilen bir cins isim olduğu belirtilmiştir.” Şu anda Ağrı Dağı silsilesinde Cudi isimli bir tepe vardır.)

3. Hz. Yunus (Aleyhisselam) balığın karnından aşure günü kurtulmuştur.

4. Hz. Âdem’in (Aleyhisselam) tövbesi aşura günü kabul edilmiştir.

5. Hz. Yusuf (Aleyhisselam) kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan aşura günü çıkarılmıştır.

6. Hz. İsa (Aleyhisselam) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir.

7. Hz. Davud’un (Aleyhisselam) tövbesi o gün kabul edilmiştir.

8. Hz. İbrahim’in (Aleyhisselam) oğlu Hz. İsmail (as) doğmuştur.

9. Hz. Yakup’un (Aleyhisselam) oğlu Hz. Yusuf (Aleyhisselam)’ın hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.

10. Hz. Eyyûb (Aleyhisselam) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur. ( Diyarbekrî, Tarihu’l-hamis, 1/360; Sahih-i Müslim Şerhi 6/140)

Bu yüzdendir ki, bütün İslâm ülkelerinde Muharrem ayının 10 nunda çeşitli tahılların bir araya getirilerek yapıldığı aşure tatlısı yapılır. Bu tarihî hâdise rivayete göre Nuh (Aleyhisselam)’ın dinine îman edenler sel felâketinden, tufandan kurtulduklarında azıklarını açtılar; buğday, nohut, fasulye vs. yiyecek maddelerinden karıştırarak pişirdiler. Pişirilen aş öyle bereketlenmişti ki, herkes doymuştu.

Aradan nice bin yıllar geçmiş olmasına rağmen îman edenlerin kurtuluş günü, zaman içinde aşure denilen bir tatlı yapılarak anılır ve yaşatılır oldu. Bu günde eş-dost aşure yapıp yedirme âdeti devam etmektedir. Aslında böyle bir tatlı İslâmî bakımdan ne emredilir, ne de nehiy (yasaklanır). Yâni, ne yapana yapma denir, ne yapmayana yap.

AŞÛRE GÜNÜ İLE İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLER

İslâm âlimleri aşûre orucunun vacip değil, sünnet olduğunda görüş birliği etmişlerdir. Yalnız İslâm`ın başlangıcındaki hükmü konusunda, Ebû Hanîfe vacip derken, İmam Şâfiî müekked bir sünnet olduğunu söylemiştir. Ramazan orucu farz kılındıktan sonra, bu oruç müstehap olmuştur. Ayrıca Yahudilere benzememek için Muharrem`in 9 ve 10 veya 10 ve 11`nci günlerinde oruç tutmak güzel görülmüştür.

Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vessellem) Medîne`ye geldiği zaman Yahudilerin aşûre günü oruç tuttuklarını gördü ve bunun ne orucu olduğunu sordu – cevap olarak şöyle dediler:

“Bugün, iyi bir gündür. Allah, İsrailoğulları`nı Firavun`un zulmünden bugün kurtarmıştır. Musa (Aleyhisselam) Allah`a şükür için bugünde oruç tutmuştur. Biz de tutarız.” dediler. Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vessellem); “Biz Musa`nın sünnetine sizden daha yakınız.” dedi ve o gün oruç tuttu ve ashabına da tutmalarını emir buyurdu. [Buhârî, Savm, 69; Tecrîd-i Sarih, VI/308, 309]

Bilhassa Canlar Canı, Efendiler Efendisi (Sallallahu Aleyhi Vessellem) mü ‘minin aile efradına aşura gününde her zamankinden daha çok ikramda bulunmasını tavsiye etmiştir.(Tabiki herkesin imkânı nispetinde) Bir hadiste şöyle buyurmuşlardır:

  • Her kim aşura gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder. (et-Tergîb ve’l-Terhİb, 2/116)
  • Aşure günü gusleden mümin, günahlardan temizlenir. [Şir’atu’l İslam – İmam-ı Şârani Hz]
  • Aşure günü oruç tutan o yıl tutamadığı (nafile) oruçlarının sevabına kavuşur. [Deylemî]
  • Aşure günü bir gün önce, bir gün sonra da oruç tutarak Yahudilere muhalefet edin. [İ. Ahmed]
  • Sıla-ı rahmi terk eden, Aşure günü akrabasını ziyaret ederse, Yahya ve İsa’nın sevabı kadar ecre kavuşur. [Şir’atu’l İslam – İmam-ı Şârani Hz]
  • Aşure günü, zerre kadar sadaka veren, Uhud dağı kadar sevaba kavuşur. [Şir’atu’l İslam – İmam-ı Şârani Hz]
  • Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vessellem) bir gün öğleye doğru buyurdu ki: Herkese duyurun! Bugün bir şey yiyen, akşama kadar yemesin, oruçlu gibi dursun! Bir şey yemeyen de oruç tutsun! Çünkü bugün Aşure günüdür. [Buharî, Müslim, Ebû Dâvud]
  • Aşure günü Nuh (aleyhisselam) ’ın gemisi, Cudi dağına indirildi. O gün Nuh ve yanındakiler, Allahu Teâlâ ya şükür için oruçlu idiler. Hayvanlar da hiçbir şey yememişti. Allahu Teâlâ denizi, İsrail oğulları için, Aşure günü yardı. Yine Aşure günü Allahu Teâlâ Âdem (aleyhisselam) ’ın ve Yunus (aleyhisselam) ‘ın kavminin tevbesini kabul etti. İbrahim (aleyhisselam) da o gün doğdu. [Taberânî]
  • Aşure günü oruç tutanın, bir yıllık günahları affolur. [Müslim, Tirmizî, İ. Ahmed, Taberânî]
  • Aşurenin faziletinden faydalanın! Bu mübarek günde oruç tutan, melekler, peygamberler, şehidler ve salihlerin ibadetleri kadar sevaba kavuşur. [Şir’atu’l İslam – İmam-ı Şârani Hz]
  • Aşure günü, ilim öğrenilen veya zikredilen bir yerde, biraz oturan, Cennete girer. [Şir’atu’l İslam –
    İmam-ı Şârani Hz]
  • Aşure günü, on Müslümana selam veren, bütün Müslümanlara selam vermiş gibi sevaba kavuşur. [Şir’atu’l İslam – İmam-ı Şârani Hz]
  • Aşure günü, aile efradının nafakasını geniş tutanın, bütün yıl nafakası geniş olur. [Beyhekî]
  • Aşure günü orucu bir yıllık, Arefe günü orucu da, iki yıllık (nafile) oruca bedeldir. [Tenbihu’l Gafilin /Bostanu’l Arifin]
  • Aşûra gününün manevi berraklığı üzerinde Kerbela karanlığının kesafeti de görülmektedir. 61. hicret yılının Muharrem ayının 10. gününde Hazret-i İmam Hüseyin (r.a.) 55 yaşında iken Sinan bin Enes isimli bir hain tarafından Kerbelâ’da hunharca şehit edilmiştir. Bu kadar zulmün arkasında Emevi Halifesi Yezid, onun Küfe valisi İbn-i Ziyad vardır. Yarım asır öncesinden Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem)’in bizzat haber verildiği bu ciğerleri yakan olay, Hazret-i Hüseyin (r.a.)’ı Cennet gençlerinin efendisi olma şanına yüceltmiştir. Şehitlik mükâfatını almış, en yüce mertebelere ulaşmıştır.


Okumadan Geçmeyin:

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir